Студопедия
Случайная страница | ТОМ-1 | ТОМ-2 | ТОМ-3
АрхитектураБиологияГеографияДругоеИностранные языки
ИнформатикаИсторияКультураЛитератураМатематика
МедицинаМеханикаОбразованиеОхрана трудаПедагогика
ПолитикаПравоПрограммированиеПсихологияРелигия
СоциологияСпортСтроительствоФизикаФилософия
ФинансыХимияЭкологияЭкономикаЭлектроника

1.Aşağıdakilerden hangisi belirtisiz isim tamlamasıdır? 9 страница



323. Yarı Yıl Tatili

Almas Almatı'da Abay Devlet Üniversitesinde Türk Dili Ve Edebiyat Bölümünde okuyor.O yarı yıl tatilinde Türkistan'a gidip Ahmet Yesevi Türbesini ziyaret etmek istiyor. Ama Almas daha önce Türkistan'a hiç gitmedi. Bunun için Türkistan'daki arkadaşı Marat'a telefon ediyor.Türkistan'a geleceğini söylüyor ve kendisini karşılamasını istiyor. Almas Türkistan'a trenle gidiyor.

Almas cuma günü çıkıyor. Cumartesi günü uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Türkistan'a ulaşıyor. Marat onu istasyonda karşılıyor.Birlikte bir taksiye binip eve geliyorlar.Almas biraz dinleniyor, sonra duş alıyor.

Marat'ın annesi yemek hazırlıyor.Birlikte yemek yiyorlar.Yemekten sonra Maratla Almas Yesevi Türbesini ziyaret ediyorlar. Almas Türkistan'da iki hafta kalıyor.İyi bir tatil geçiriyor. Mutlu bir şekilde Almatı'ya dönüyor.

 

1. Almas nerede okuyor? ___________(Abay Devlet Üniversitesinde/Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinde/Hacettepe Üniversitesinde/Çimkent Üniversitesinde)

2. Almas yarı yıl tatilinde niçin Türkistan'a gidiyor? ___________(Etnografya Müzesini görmek için/H.A.Yesevi Türbesine ziyaret etmek için/Arslan Bab Türbesine ziyaret etmek için/Ayşa Bibi türbesine ziyaret etmek için)

3. Almas Türkistan'a neyle gidiyor?___________(uçakla/trenle/otobüsle/metroyla)

4. Almas'ı kim, nerede karşılıyor?___________(Murat, limanda karşılıyor./Marat, hava alanında karşılıyor./Marat, istasyonda karşılıyor./Marat, otogarda karşılıyor.)

5. Almas Türkistan'da kaç gün kalıyor? ___________(on üç gün kalıyor./iki hafta kalıyor./bir hafta kalıyor./üç gün kalıyor.)

 

Вопрос 324.

Memleket

Herkesi için kendi ülkesi çok önemlidir. Çünkü, orada annemiz, babamız ve kardeşlerimiz var. İnsan memleketinde kendi dilini konuşuyor, kendi yemeklerini yiyor ve memleketinin havasını soluyor.

Ahmet de bizden biridir. Belki, Ahmet'in ülkesinde hava çok sıcak değil. Her zaman yağmur yağıyor, deniz de yok, ama o yine de ülkesini çok seviyor. Ahmet üniversiteye gitmek için ülkesinden ayrılıyor ve Türkiye'ye geliyor. Burada yaşamak, onun için çok zor, ama o burayı da seviyor. Şimdi ona soru soruyorum:

Ahmet, nerede yaşamak daha güzel?

Elbette, kendi ülkende yaşamak güzel ama burası da benim ikinci ülkem, diyor.

Yaz tatili yaklaşıyor. Ahmet sınavlarını başarıyla bitirdikten sonra oda arkadaşı Emre'yi memleketine götürmek istiyor. Memleketinden uzak kalmak vatanına olan sevgisini daha da arttırıyor.Emre'ye memleketini tanıtmak ve onun her köşesini göstermek istiyor.

(Тип: Вложенные ответы, Баллов: 1, Попыток: 1)

1. Neden herkes için memleket önemlidir?___________(Çünkü orada ailemiz var; kendi dilimizi konuşuyoruz,memleketimizin havasını soluyoruz./Çünkü orada meslektaşlarımız var, yabancı dil öğreniyoruz./Çünkü orada arkadaşlarımız var, Türkçe öğreniyoruz./Çünkü orada komşularımız var, İngilizce öğreniyoruz.)

2. Ahmet'in memleketi nasıldır?___________(Onun memleketinde her zaman yağmur yağar, deniz de yok, havası da sıcak değil./Onun memleketinde hiç yağmur yağmaz,deni de yok, havası çok soğuk./Onun memleketinde her zaman rüzgar eser, hava serin ve göl vardır./Onun memleketinde hiç kar yağmaz, deniz de var, hava sıcaktır.)



3. Ahmet niçin Türkiye'de gidiyor? ___________(Çünkü orada üniversitede okuyor./Çünkü orada okulda çalışıyor/Çünkü orada Türkçe öğreniyor./Çünkü orada kolejde okuyor.)

4.Ahmet için nerede yaşamak daha iyidir?___________(Ahmet için kendi ülkesinde yaşamak daha iyidir./Ahmet için yabancı ülkede yaşamak daha iyiydir./Ahmet için komşu ülkede yaşamak daha iyidir./Ahmet için Türkiye'de yaşamak daha iyidir.)

5.Emre, Ahmet'le birlikte nereye gitmek istiyor?___________(Ahmetin memleketine./Yabancı ülkelere./Komşu şehre/Kasabaya)

 

Вопрос 325.

Okumak

Okumak, anlamyı ve öğrenmeyi sağlayan bir zihin çalışmasıdır. Başarının önde gelen şartlarından biri de okumaktır.

Kitap rastgele, gevşek ve yorgun bir kafa ile okunduğunda hem anlaşılmaz, hem de zevk alınmaz. Okurken düşünmek, başka bir şeyle ilgilenmek ve dinç olmak gerekir.

En öğretici okuma biçimi "sesli okumadır". Sesli okuma: okumayı öğretir. Öğrencinin okuma seviyesi bu tür okumayla ölçülür. Kütüphanede, taşıtlarda, parklarda v.b. yerlerde sesli okuma yapılmaz. Bu gibi yerlerde "sessiz okuma" tercih edilir. Çevreyi rahatsız etmemek için bu yola başvurulur.

Hızlı okuma doğru değildir. İnsanı yorar ve dinleyenlere bıkkınlık verir. Okumada ses tonu okunan metnin ruhuna uygun olmalıdır.

(Тип: Вложенные ответы, Баллов: 1, Попыток: 1)

1. Okuma nasıl bir çalışmadır? ___________(Anlamayı ve öğrenmeyi sağlayan bir zihin çalışmasıdır./Öğretmeyi ve düşünmeyi sağlayan bir çalışmadır./Kavramayı ve yazmayı sağlayan bir çalışmadır./Ezberlemeyi ve hatırlamayı sağlayan bir çalışmadır.)

2. Okurken nasıl olmalıyız? ___________(Okurken başka şeylerle ilgilenmeliyiz./Okurken oynamalıyız,gülmeliyiz./Okurken düşünmeliyiz, dinç olmalıyız./Okurken telefonla konuşmalıyız.)

3. Öğrencinin okuma seviyesi nasıl ölçülür?___________(Dinlemeyle ölçülür./Sessiz okumayla çlçülür./Sesli okumayla ölçülür./Testle ölçülür.)

4. Nerelerde sesli okuma yapılmaz?___________(Konferansta, seminerde ve toplantıda./Kollejde, lisede ve sınıfta./Kütüphanelerde, taşıtlarda ve parklarda./Okulda, üniversitede ve evde.)

5. Okumada ses tonu nasıl olmalıdır? ___________(Okunan metnin ruhuna uygun olmalı./Okunan metnin konusuna uygun olmalı./Okunan metnin içeriğine uygun olmalı./Okunan metnin temasına uygun olmalı.)

 

Вопрос 326.

Kıymet Bilmek

Bir padişah acemi bir köle ile gemiye binmişti. Köle hiç deniz görmemiş, geminin mihnetini tatmamıştı. Ağlamaya, inlemeye başladı. Tit tir titriyordu. Avutmak için çok uğraştılar, ama bir türlü sakinleşmedi. Padişahın keyfi kaçtı. Herkes aciz bir vaziyetteyken gemide bulunan yaşlı bir adam padişahın huzuruna çıktı. "Müsaade buyurursanız ben onu sustururum" dedi. Padişah da "Lütfetmiş olursunuz" dedi. Yaşlı adam emretti, köleyi denize attılar. Köle birkaç kere suya batttı çıktı. Sonra saçından yakaladılar, gemiden tarafa çektiler. Köle gemiye yaklaşınca iki eliyle dümene asıldı, oradan gemiye çıktı, bir köşede uslu uslu oturmaya başladı. Yaşlı adamın yaptığı iş padişah hayrete düşürdü. "Bu işteki hikmet nedir" diye sordu. Yaşlı adam cevap verdi: "Köle evvele suya batmayı tatmamıştı. Gemideki selametin kıymetini bilmiyordu. İşte huzur ve saadet de böyledir, bir felakete duçar olmayan kimse huzurun kıymetini bilemez."

(Тип: Вложенные ответы, Баллов: 1, Попыток: 1)

1. Köle niçin ağlamaya başladı?___________(Deryayı gözmediği için/Okyanusu görmediği için./Gölü görmediği için/Denizi görmediği için.)

2. Padişahın huzuruna kim çıktı? ___________(Yaşlı kadın/Yaşlı adam/Genç birisi/Genç bayan)

3. Yaşlı adam neyi emretti?___________(Köleye oturmasını emretti./Köleye yemek vermesini emretti./Köleyi denize atmasını emretti/Köleye susmasını emretti.)

4. Köle gemiye çıkınca ne yaptı?___________(Mışıl mışıl uyumaya başladı./Uzun uzun düşünmeye başladı./Uslu uslu oturmaya başladı./Hüngür hüngür ağlamaya başladı.)

5. Yaşlı adam padişaha ne diye cevap verdi? ___________(Ailesi olmayan ailenin kıymetini bilmez./Hasta olmayan sağlığın kıymetini bilmez./Köle olmayan kimse bağımsızlığın kıymetini bilmez./Felakete duçar olmayan huzurun kıymetini bilmez.)

 

Вопрос 327.

Zenginlik Nedir?

Kadının biri, cömert olduğu söylenen yaşlı bir bilgin adama gidip: - Bu şehirde benden fakir insan yok!.demiş. Bana biraz yardım eder misiniz? Bilgin adam, kadının kucağındaki bebeğin bir ipeği andıran yanaklarını okşayıp öptükten sonra: - Demek fakirsin! demiş. Hem de çok fakir. Ama karşılıksız yardım yapmak, adetim değil!.Eğer yardım istiyorsan, çocuğunun parmağını satman gerekir. Kadın, önce deli olduğunu sanmış bilgin adamın. Daha sonra da,kötü bir şaka yaptığını..... Ama adam ciddi görünüyormuş. Kadına bir kese altın uzatıp: - Ayak parmağına da razıyım!. demiş. Zaten cerrah olduğundan, ona acı çektirmem. Kadın, bütün kanını donduran bu teklifi üzerine kaçmayı düşünürken, adam:- Sadece tırnağını söksem de olur! diye devam etmiş. Biliyorsun zamanla yenisi çıkar. Kadın bu ruh hastasına daha fazla dayanamamış. Ve kapıyı çarpıp uzaklaşırken, adam onun arkasından:- Nasıl bir fakir olduğunu, bir kese altına değişmiyorsun.

 

(Тип: Вложенные ответы, Баллов: 1, Попыток: 1)

1. Kadın kime ve niçin gitmiş? ___________(Bir padişaha gider ve özür diler./Bir bilgin adama gider ve yardım ister./Bir cömert adama gider ve para ister./Bir genç kadına gider ve yardım ister.)

2. Bilgin adam kadının kucağındaki bebeğe ne yapmış?___________(Bebeğin yanaklarından öpmüş./Bebeğe süt vermiş./Bebeğin yüzüne bakmış./Bebeğin yanaklarını temizlemiş.)

3. Bilgin, kadından ilk önce ne ister??___________(İlk önce bebeği satmasını ister./İlk önce bebeğin böbreğini satmasını ister./İlk önce bebeğin parmağını satmasını ister./İlk önce bebeğin ayağını satmasını ister.)

4. Karşılık olarak ne verir? ___________(Bir kese elmas/Bir kese tenge/Bir kese gümüş/Bir kese altın)

5.Kadının hazinesi neymiş?___________(Kadının hazinesi çocuğuymuş./Kadının hazinesi arabasıymış./Kadının hazinesi bir kese altınmış./Kadının hazinesi bir milyon liraymış.)

 

Вопрос 328.

İLK ÖĞRETMEN

Öğretmenimiz, bazı günler işleri için kente iner, iki-üç gün sonra dönerdi. Bu günler içinde özlerdik onu. Kendi öz kardeşim olsa,öğretmeni beklediğim gibi beklemezdim. Avlunun arka tarafına çıkar, yolunu gözlerdim. Gönlümü ısıtan gülüşünü görmeye,bilgi veren sesini duymaya can atardım.

Öğrencilerin en büyüğü bendim. Belki bu yüzden,ötekilerden daha çabuk öğrenirdim. Onun her sözünü ilgiyle dinler,gösterdiği her harfi istekle bellerdim.Verdiği kitapları,defterleri gözüm gibi korurdum. Öğrendiğim harfleri,orağın ucuyla yere,kömürle duvarlara,bir çubukla karların üzerine,tozlu yollara yazardım. Benim için dünyada,daha bilgili,daha akıllı insan yoktu.

 

(Тип: Вложенные ответы, Баллов: 1, Попыток: 1)

1) Öğretmen, işlerini halletmek için nereye gitmektedir? ___________(kente/kasabaya/çarşıya/mağazaya)

2) Yazar,öğretmenin gelişini nerede beklemektedir? ___________(avlunun arka tarafında/yolun kenarında/köyün çıkışında/evin önünde)

3) Öğretmen, çocuklara neler vermiştir?___________(kitap ve defter/tebeşir ve silgi/oyuncak ve silgi/silgi ve kitap)

4) Çocuk,hangi araçla duvara yazı yazarmış?___________(kömürle/kalemle/tebeşirle/mürekkeple)

5) Çocuk, öğretmenini hangi yönden diğer insanlardan üstün tutmaktadır?___________(Bilgi ve akıl/Güç ve konuşma/Güzellik ve temizlik/Dürüstlük ve düzenlik)

 

Вопрос 329.

Güler Yüzlü Olmak

Her şeyden evvel güler yüzlü olmak için sağlıklı olmak gerekir. Gülen bir adam hayatından memnundur.Yaşamaktan zevk almak sağlıklı olmaya bağlıdır. Sağlıktan başka hiçbir şey insana mutluluk vermez. Ne kadar zengin olursanız olun işleriniz ne kadar yolunda giderse gitsin sağlığınız yerinde değilse tam anlamıyla mutlu olamazsınız. Sağlıklı bir insanı tanımak çok kolaydır. Çünkü o hep gülümsemektir. Daima güler yüzlü olmak insana çok şey kazandırır. Güler yüzlü insanlar hayatta daha başarılı olurlar. İnsanlarla güler yüzle davranırsanız herkes sizi sever herkez başarınıza yardım eder. Bazı insanlar doğuştan asık süratlı olurlar. Ama gün geçtikçe kendilerini sevmeyen insanlar çoğalır. Güne güler yüzlü başlamak gerekir.Unutmamalıyız ki "Her tebessüm altın bir anahtarıdır."

(Тип: Вложенные ответы, Баллов: 1, Попыток: 1)

1.Güler yüzlü ve mutlu olmanın ilk şartı nedir? ___________(Sağlıklı olmak gerekir./Mutlu olmak gerekir./Zengin olmak gerekir./Fakir olmak gerekir.)

2.Bir insanın sağlıklı olduğunu nasıl anlarız?___________(Hayatından pişman olanlar./Hayatından memnun olanlar./Hayatından çok çile çekenler./Hayatından çok bıkmış olanlar)

3.Sağlıklı yaşamak için neler yapmalıyız?___________(Güler yüzlü olmak gerekir./Namuslu olmak gerekir./Kahraman olmak gerekir./Yardım sever olmak gerekir.)

4. Güler yüzlülük insana neler kazandırır?___________(Güler yüzlü olmak insana çok şey kazandırır./Güler yüzlü olmak insana bilgi kazandırır./Güler yüzlü olmak insana para kazandırır./Güler yüzlü olmak insana daha bir şans kazandırır.)

5. Asık süratlı olmak neye götürür?___________(Kendini seven insanlar çoğalır./Kendini hor gören insanlar çoğalır./Kendinini sevmeyen insanlar çoğalır./Kendini tanımayan insanlar çoğalır.)

 

Вопрос 330.

Anneler Günü

O gün sabah erkenden kalktı. Perdeleri ve pencereyi açtı. İçeriye güneş ışığıyla birlikte temiz hava doldu. Kendine kahvaltı hazırlarken sokaktan geçen sütçünün ve simitçinin sesini duydu. Bir an simit almayı düşündü ama vazgeçti. Masaya oturduğu zaman canı hiç birşey istemedi. Bir bardak çay alıp radyoyu açtı. O gün anneler günüydü. Radyoda bu günle ilgili şarkılar, şiirler ve konuşmalar vardı. Kendisi de anneydi ama çocuklarının hiçbiri yanında değildi. "Keşke şimdi burada olsalarda", diye düşündü. Ama çocuklarının, anneler gününü hatırlayıp bir telefon bile etmediklerini düşünerek birden onlara kızdı. Pencereden bakarken karşı komşunun çocuklarının, annelerinin gününü kutlamaya geldiklerini gördü. O zaman kendisini çok yalnız ve mutsuz hissetti.

O sırada kapı çalındı. Sütçünün geldiğini düşünerek kapıyı açtı. Birdenbire hem çok şaşırdı hem de çok sevindi. Çünkü kapıyı çalan çocuklarıydı. Hepsi birden: "Sürpriz!", diye bağırdılar. Onları böyle karşısında görünce: " Anne olmak güzel şey!" diye düşündü.

(Тип: Вложенные ответы, Баллов: 1, Попыток: 1)

1. Sokaktan geçen kimlerdir? ___________(Sütçü ve simitçi/komşu ve aşçı/sütçü ve satıcı/çiçekçi ve kitapçı)

2. Anneler günü olduğunu nereden anladı? ___________(Radyodan duydu/Televizyondan öğrendi/Komşusundan duydu/Kocasından duydu)

3. Anneler günü olduğunu öğrenince ne istedi?___________(Çocuklarının yanında olmasını istedi/Bir bardak çay içmek istedi/Dışarıya çıkmak istedi/Uyumak istedi)

4.Çocuklarına niçin kızdı?___________(Telefon edip kutlamadıkları için kızdı./Evi temizlemedikleri için kızdı./Bulaşık yıkamadıkları için kızdı./Anahtarı kaybettikleri için kızdı.)

5. Kendisini ne zaman mutlu hissetti?___________(Çocukları gelip sürpiz yaptığı zaman./Mağazadan yeni elbise aldığı zaman./Çocuklarına yemek hazırladığı zaman./Çocuklarına ninni söylediği zaman.)

 

Вопрос 331.

Son Pişmanlık

Bir zamanlar çok güzel evler yapan bir yapı ustası varmış. İyice yaşlanan usta patronun kapısını çalmış ve: “Beyim!” demiş. “Artık yoruldum, gücüm de kalmadı. Müsade ederseniz, işimden ayrılmak ve bundan sonraki hayatımı eşim, çocuklarım ve torunlarımla birlikte geçirmek istiyorum.”

En iyi ustasının ayrılmak istemesine üzülen patron çaresiz: “Peki!” demiş. “Ancak bana son kez bir ev inşa edip öyle ayrılmanı istiyorum. Bu ev senin son eserin, son hatıran olacaktır.”

Yapı ustası bu teklifi kabul etmiş ve işe koyulmuş. “Nasıl olsa ayrılacağım!” diyerek yaptığı işi önemsememiş. Malzemeyi kalitesiz seçmiş. Temeli, duvarları ve diğer ince işçilikleri baştan savma yaparak işi bitirmiş.

Sonunda patron, biten evi görmek için gelmiş. Kendisine verilen anahtarı yapı ustasına doğru uzatarak: “Al!” demiş. “Bu ev artık senin.”

Yapı ustası hiç beklemediği bu sözleri duyunca şoka girmiş. Kendi kendine: “Aahh... benim akılsız kafam ah!” demiş. “ Bu evin benim olacağını bilseydim hiç böyle yapar mıydum?”

(Тип: Вложенные ответы, Баллов: 1, Попыток: 1)

1. Yaşlanan usta patronuna ne diyor?___________(Yaşlanan usta kendisine verilen anahtarı uzatarak: “Bu ev artık senin” diyor./Yaşlanan usta patronuna: “Nasıl olsa ayrılacağım!” diyor./Yaşlanan usta: “Hayatımı ailemle birlikte geçirmek istiyorum” diyor./Yaşlanan usta patronuna: “Bu ev senin son eserin, son hatıran olacaktır” diyor.)

2. Yaşlanan ustanın isteğine patron nasıl bir cevap veriyor?___________(Yaşlanan ustanın isteğine patron anahtarı uzatarak: “Bu ev artık senin” diye cevap veriyor./Yaşlanan ustanın isteğine patron: “Bu evin benim olacağını bilseydim hiç böyle yapar mıydum?” diye cevap veriyor./Yaşlanan ustanın isteğine patron: “Nasıl olsa ayrılacağım!” diye cevap veriyor./Yaşlanan ustanın isteğine patron: “Bana son kez bir ev inşa edip öyle ayrılmanı istiyorum” diye cevap veriyor.)

3. Patron yapılmış evi kime veriyor? ___________(Eşine veriyor/Torunlarına veriyor./Komşusuna veriyor/Yapı ustasına veriyor)

4. Yapı ustası niçin üzülüyor?___________(Artık yorulduğu ve gücünün de kalmadığı için üzülüyor./Sonunda patron, biten evi gördüğü için üzülüyor./En iyi ustasının ayrılma isteğini duyduğu için üzülüyor./Yaptığı işi önemsemediği için üzülüyor.)

5. Yapı ustası patronunun teklifi kabul etmiş mi?___________(Belli değil/Yok/Hayır/Evet)

 

Вопрос 332.

Çiftçi ve Oğulları

Çok eski zamanlarda bir çiftçi ve iki oğlu varmış. Çiftçinin oğulları çok mutluymuşlar. Aradan yıllar geçmiş. İhtiyar çiftçi bir gün çok hastalanmış. Öleceğini anlamış ve oğullarını yanına çağırmış. Sonra onlara şöyle demiş:

- Oğullarım, ben artık çok yaşlandım. Aynı zamanda çok haztayım; ölümüm de yakın. Ben öldükten sonra bu toprakları sakın satmayın. Çünkü tarihin birinde atalarımızdan kalma bir hazine var. Bu bir sır, bu yüzden tam yerini bilmiyorum. Toprakları sürün, iyice arayın, hazineyi bulun.

Çiftçi bunları söyledikten sonra ölmüş. Oğulları babalarının ölümüne çok üzülmüşler. Çok ağlamışlar. Babalarını toprağa verdikten sonra çok vakit kaybetmeden de tarlaları sürüp hazineyi aramaya başlamışlar. Günlerce çalışmışla, bütün tarlaları sürmüşler. Fakat hazineye rastlamamışlar. Bu arada ekim vakti gelmiş. Ağabey kardeşine demiş ki:

- Kardeşim, madem ki tarlaları kazdık, emeğimiz boşa gitmesin. Boş durmasın, tarlaya bir şeyler ekelim. Kardeşi bu fikri onaylamış. Tarlaya buğday ekmişler. O yıl bol ekin alıp zengin olmuşlar. İki kardeş babalarının kendilerine çok güzel bir ders verdiğini anlamışlar. Küçük kardeş ağabeyine:

- En büyük hazine çalışmaktır, demiş.

(Тип: Вложенные ответы, Баллов: 1, Попыток: 1)

1. Çiftçi oğullarını niçin yanına çağırıyor?___________(Çünkü tarihin birinde atalarından kalma bir hazine vardı./Çünkü bu bir sır, o yüzden tam yerini bilmiyordu./Çünkü hazineye rastlamamışlardı./Çünkü öleceğini anlamıştı.)

2. Çiftçi oğulları babaları ölünce ne yapmışlar?___________(Çiftçi oğulları babaları ölünce hazineye rastlamamışlar./Çiftçi oğulları babaları ölünce vakit kaybetmişler./Çiftçi oğulları babaları ölünce tarlaları sürmemiş hazineyi aramaya başlamamışlar./Çiftçi oğulları babaları ölünce tarlaları sürüp hazineyi aramaya başlamışlar.)

3. Tarladan aradıklarını bulmuşlar mı?___________(Evet, bulmuşlar./Yok, bulmuşlar./Evet, bulmamışlar./Hayır, bulmamışlar.)

4. Sonunda iki kardeş neyi anladılar?___________(Vakti kaybettiklerini anladılar./Hazineye rastlayamadıklarını anladılar./Emeğinin boşa gittiğini anladılar./En büyük hazine çalışma olduğunu anladılar.)

5. Çiftçinin ailesi kaç kişiden ibarettir?___________(Çiftçinin ailesi sıfır kişiden ibarettir./Çiftçinin ailesi sadece iki kişiden ibarettir./Çiftçinin ailesi bir kişiden ibarettir./Çiftçinin ailesi üç kişiden ibarettir.)

 


Дата добавления: 2015-08-29; просмотров: 26 | Нарушение авторских прав







mybiblioteka.su - 2015-2024 год. (0.039 сек.)







<== предыдущая лекция | следующая лекция ==>